Magazin, toplumların aynasıdır derler. Bir ülkede magazin sayfalarına bakarak o toplumun ilgilerini, meraklarını, hatta boşluklarını görebilirsiniz. Türkiye’de magazin dediğimizde ise genellikle aynı tabloyla karşılaşıyoruz: Ayrılık haberleri, lüks yaşamların sergilenmesi, sosyal medya kavgaları ve “kim kiminle görüldü” türünden başlıklar.
Oysa magazin yalnızca ünlülerin özel hayatını kurcalamak değildir. Dünyada magazin, sanatın, kültürün, modanın ve eğlencenin vitrinidir. Türkiye’de ise çoğu zaman dedikodu ile sansasyon arasında sıkışıp kalıyor.
Neden Hep Aynı Konular?
Okur ilgisi bahanesiyle yıllardır aynı kalıplar tekrar ediliyor. Oysa izleyici de aslında yenilik arıyor. Sanatçının yeni projeleri, yaratıcı fikirleri, topluma kattığı değer geri planda kalırken, gündem hep boş ayrıntılara kilitleniyor.
Magazin Bir Okul Olabilir
Doğru yapıldığında magazin; müzikten tiyatroya, modadan spora kadar toplumun kültürel gelişimine katkı sunabilir. İnsanlara ilham veren başarı hikâyeleri, genç yeteneklerin keşfi, kültürel etkinliklerin tanıtımı magazinin bir parçası olmalı.
Bir Yenilenme Şart
Türkiye’de magazinin yeniden tanımlanması gerekiyor. Daha yaratıcı, daha nitelikli ve daha kapsayıcı bir anlayış… İnsanların sadece merak duygusuna değil, aynı zamanda estetik ve kültürel beklentilerine de hitap eden bir magazin anlayışı, hem sektörü hem de toplumu besleyecektir.
Magazin yalnızca “ışıkların altındaki hayatlar” değil, aynı zamanda o ışığın arkasındaki emeği, kültürü ve hikâyeyi gösterebildiğinde gerçek değerine kavuşacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Savaş Uğurlu
Türkiye’de Magazin: Işıltının Gölgesinde
Magazin, toplumların aynasıdır derler. Bir ülkede magazin sayfalarına bakarak o toplumun ilgilerini, meraklarını, hatta boşluklarını görebilirsiniz. Türkiye’de magazin dediğimizde ise genellikle aynı tabloyla karşılaşıyoruz: Ayrılık haberleri, lüks yaşamların sergilenmesi, sosyal medya kavgaları ve “kim kiminle görüldü” türünden başlıklar.
Oysa magazin yalnızca ünlülerin özel hayatını kurcalamak değildir. Dünyada magazin, sanatın, kültürün, modanın ve eğlencenin vitrinidir. Türkiye’de ise çoğu zaman dedikodu ile sansasyon arasında sıkışıp kalıyor.
Neden Hep Aynı Konular?
Okur ilgisi bahanesiyle yıllardır aynı kalıplar tekrar ediliyor. Oysa izleyici de aslında yenilik arıyor. Sanatçının yeni projeleri, yaratıcı fikirleri, topluma kattığı değer geri planda kalırken, gündem hep boş ayrıntılara kilitleniyor.
Magazin Bir Okul Olabilir
Doğru yapıldığında magazin; müzikten tiyatroya, modadan spora kadar toplumun kültürel gelişimine katkı sunabilir. İnsanlara ilham veren başarı hikâyeleri, genç yeteneklerin keşfi, kültürel etkinliklerin tanıtımı magazinin bir parçası olmalı.
Bir Yenilenme Şart
Türkiye’de magazinin yeniden tanımlanması gerekiyor. Daha yaratıcı, daha nitelikli ve daha kapsayıcı bir anlayış… İnsanların sadece merak duygusuna değil, aynı zamanda estetik ve kültürel beklentilerine de hitap eden bir magazin anlayışı, hem sektörü hem de toplumu besleyecektir.
Magazin yalnızca “ışıkların altındaki hayatlar” değil, aynı zamanda o ışığın arkasındaki emeği, kültürü ve hikâyeyi gösterebildiğinde gerçek değerine kavuşacaktır.